13 Mayıs 2009 Çarşamba

Atatürk ve Türk Gençliği

M.NİHAT MALKOÇ

İnsan hayatının ergenlikle orta yaş arasındaki dönemine “gençlik” diyoruz. Gençlik bulunmaz bir nimettir şüphesiz. Fakat insanlar her nedense bunu yaşlandığında anlayabiliyorlar. Vaktinde kıymeti bilinmeyen ve gereğince yaşanılmayan bir gençliğin yaşlılıkta değeri fark edilse ne ehemmiyeti var? Giden gitmiştir, geriye bir sürü, zor seçilen solgun hatıralar kalmıştır. Ama hatıra deyip de geçmeyelim; hatıralardır bizi hayata bağlayan… “Keşke” dememek için gençlik yıllarını dolu dolu yaşamalıyız, kendimizi yetiştirerek geleceğe hazırlamalıyız. Gününü gün etmek, duygularına esir olarak hovardaca takılmak gençliği bataklığa götürür. Bataklığa sürüklenen gençlik bir ülkeyi tez vakitte bitirir.

Yarınlarımızın teminatı olan gençleri çağın gereklerine uygun olarak yetiştiren milletlerin gelecek endişesi yoktur. Zira onlar yarınlarını emniyet altına almışlardır. Çünkü gençler istikbalimizin sigortasıdır. Fakat bu sigortayı sağlam tellerle bağlamazsak kısa devre yapma ihtimali vardır. Bunu da ancak gençlerimizi ecnebi hayranlığından kurtarıp millî ve yerli kültür unsurlarıyla besleyerek gerçekleştirebiliriz. Yabancı kültürlerin boyunduruğu altına giren nesiller her an patlamaya hazır saatli bomba gibidir. Ne zaman, nerede patlayacakları belli olmaz. O bomba batlayınca onun şarapnelleri bize de zarar verebilir.

Gençlik bir tarlaya benzer. O tarlaya ne ekerseniz orada o biter. Hiçbir şey ekmezseniz yabani otlar ve dikenler biter. Nadasa bırakırsanız siz farkında olmadan başkaları ısırgan eker. Onun içindir ki bu tarlayı büyük bir itinayla ve zamanında ekmeliyiz ki yabani otlar yetişmesin. Gençlerden şikâyet edenler vicdanlarıyla şöyle bir hesaplaşsınlar. Acaba ne ettiler, ne buldular. Her şeyin bir sebebi var elbet. Bizler gençlere yatırım yaparsak bunun semeresini görürüz. İyi eğitilmiş gençler bir ülkenin hazır kıtasıdır. O ülkenin sırtı asla yere gelmez.

Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük komutan Atatürk, gençliğe olağanüstü derecede kıymet veren bir insandı. Biliyordu ki bugünün orta yaşlıları yarının ihtiyarları olacaktı. Daha sonra onlar bu dünyadan göçecek ve yerlerini gençlere bırakacaklardı. Atatürk bunu biliyor ve emaneti teslim edeceği gençlere güveniyordu. Bunu şu ifadelerde görebiliriz: “Gençler, cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile insanlık değerinin, vatan sevgisinin en değerli örneği olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz.”

Atatürk, gençliğin kıvrak zekâsından ve enerjisinden yararlanılması gerektiği kanaatindeydi. O, yaşadıkça gençlere güvenmiş ve onlardan faydalanmıştır. Gençlerle daima çok iyi diyalog kurmuştur. Bunu da şu sözlerle dile getirmiştir: “Arkadaşlar, Gençliğe bakın, Türk millî bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin. Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum.”… “Vatanın bütün ümidi ve geleceği size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır. Biz her şeyi gençliğe bırakacağız... Geleceğin ümidi, ışıklı çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir.”…“Milletin bağrından temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri ( Türkiye Cumhuriyeti Devleti ) ona bırakacağım ve gözüm arkamda olmayacak.”

Her millet, gücünü gençlerinden alır. Gençler yarınlarımızın umududur. Onların varlığından hız ve haz alırız. Fakat gençlerin millî ve manevî değerlerine sahip çıkması ve bu kaynaklardan beslenmesi gerekir. Aksi takdirde yoz bir gençlik sizin için tehdit unsuru olur.

“Gelecek gençlerin, gençler ise öğretmenlerin eseridir ” diyen Atatürk bu konuda öğretmenlere düşen görevin ağırlığına işaret etmiştir. Gerçekten de öyle değil midir? Yedi yaşında öğretmene teslim ettiğimiz çocuğumuzu 22–25 yaşları arasında meslek sahibi olmuş yetişkin bir kişi olarak teslim alıyoruz. 15 yıl boyunca öğretmenlerin hünerli ellerinde yoğrulan evlâdımız olgun bir insan olarak bize dönüyor. Bu da gösteriyor ki gençler gerçekten de Atatürk’ün de belirttiği gibi öğretmenlerin eseridir. O zaman öğretmenlerimizi de millî ve manevî değerlerle donatmalıyız ki onlar da bu konuda gençleri layıkıyla yetiştirebilsinler. Atatürk’in izinde giden Türk gençliği ondan aldığı güç ve ilhamla yarınları aydınlatacaktır.

Hiç yorum yok: