28 Mart 2008 Cuma

Hayat Güzeldir Aslında…

M.NİHAT MALKOÇ

Dünyaya gelişimiz de, dünyadan gidişimiz de bizim tasarrufumuzda değildir. Bizi dünyaya gönderen ilahî güç, bir kısım sorumluluklar yüklüyor üzerimize. O güç, bunları gerçekleştirip gerçekleştirmediğimizi bizi sınavdan geçirerek kontrol ediyor. Onun içindir ki her fert evvela dünyada var oluşunun anlamını ve bunun getirdiği sorumlulukları idrak etmelidir. Gayesiz yaşamak kişiyi mutsuzluk girdabına sürükler. Böyle bir insan, akıntıya kapılmış bir nesneden farksızdır. Onu rüzgârın önüne atılmış bir kuru yaprağa da benzetebiliriz. Maddî hazlar peşinde koşmaktan manevî hazların varlığından haberdar olamayanların ruhlarındaki boşluğu hiçbir şey doldurmaya muktedir değildir.

Dünyada elde edilenler, kaçınılması mümkün olmayan o mutlak göçle birlikte yine dünyada bırakılıyor. Karacaoğlan’ın bir koşmasında dediği gibi üryan gelenler yine üryan gidiyorlar dünyadan. Madem öyle niçin maddî çıkarlar uğrunda bu kadar alçalıyoruz? Bu sinir harpleri böyle küçük bir netice için değer mi? Aslında güzeldir hayat… Biz güzel olan bu hayatı boş emeller peşinde koşmakla zehir ediyoruz kendimize. Mutsuz olmak için kırk dereden su getiriyoruz. Oysa güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır.

İnsanlar bir şeylerle meşgul olurlarsa endişelere sürüklenmezler. Herkesin sevdiği ve benimsediği bir işi olmalıdır. Mutsuzluklarımızın önemli bir sebebi de yaptığımız işin, mesleğimizin karakterimize uygun olmamasıdır. Çoğumuz sevmediğimiz işleri, sadece gelir elde etmek ve geçinmek için yapıyoruz. İşlerini sevmeyenlerin başarılı ve verimli olması mümkün değildir. Fakat günümüz şartlarında sevdiği işi yapanların sayısı sanıldığı kadar fazla değildir. Bizler kişiliğimize uygun meslekler seçemiyoruz çoğu zaman. İşimiz bizi seçiyor. Boşta kalmamak için “Ne iş olsa yaparım” mantığıyla hareket ediyoruz. Fakat bir süre sonra yaptıklarımız, beklentilerimizi karşılamıyor. O zaman da duygularımız çıkmaza giriyor.

İnsanı mutluluğu götüren yol kendi içinde saklıdır. Bu yolu bulabilmek için öncelikle kendimizi çok iyi tanımamız, etüt etmemiz gerekir. Hedeflerini, becerilerini, eksik ve üstün yönlerini bilenler geleceklerini planlamada daha isabetli kararlar alırlar. İnsanların arzularına göre yaşaması, başıboşluğu da beraberinde getirir. Arzularımız bizi hayatın uçurumuna kadar götürebilir. İstekler her zaman sağduyu teknesinde yoğrulmazlar. Arzularıyla mantığı barışık olan insanların hatalara düşme ihtimali arzularına teslim olmuş, mantığını arzulara teslim etmiş kişilerden daha azdır. Arzular bir kör kuyudur, çok defa dibini göremezsiniz.

İdealler hayata tutunmamızı sağlayan güçlü kollardır. Hayatta herkesin bir ideali olmalıdır. Bunların milletin toplumsal değerlerine aykırı olmaması, hakikat çeşmesinden neşet etmesi gerekir. İdeallerimiz haset içermemelidir. Ferdi düşünceyi evrensel duygu ve düşüncelerle beslemeliyiz. Ben merkezli hareket edenler, yalnızlığa mahkûmdurlar. Tek başına bir halkanın pek önemi olmasa da, bir zincirde halka olmak lüzumlu ve manidardır. Birlik ve beraberlik; mutluluğun, başarının ve hayatı anlamlı kılmanın altın anahtarıdır.

En zor zamanlarda sabır ve tahammül zırhıyla korunanlar, sağduyuya sarılanlar hayatı risklerden arındırıp emniyete alan akıllı ve bahtiyar insanlardır. Bütün zorluklara rağmen hayata pozitif bakabilenler, mutluluk pınarının ab-ı hayat hükmündeki nurlu oluğundan nasiplenenlerdir. Hayattaki konumumuzu çok iyi tespit etmeliyiz. Kendimizi ne kum tanesi, ne de dev olarak görmeliyiz. Aynadaki suretimizi tarafsız bir gözle seyretmeliyiz. En büyük rahatlığın enaniyetle değil, teslimiyetle elde edilebileceğini akıldan çıkarmamalıyız. Allah’a dayananların hakikat duvarı hiçbir zaman çökmez. Hakk’a itaat edenler rahat edenlerdir.

Akıllı insan, dünyayı bir yük olarak görür; onu sırtına almaz, aksine onun sırtına biner। Dünyayı ebediyet yurdu olarak görenler, bütün mesaisini buna harcayanlar elbette ki aldanmışlardır. Dünyada yaşayacağınız kadar mal biriktiriniz. Gerçek sermayeniz öteki dünyada hayatınızı güzelleştirecek olan ibadetleriniz olsun. Unutmayınız ki dünya hayatı bir oyundan ve eğlenceden ibarettir. Diri ve iri kalmak istiyorsanız ölmeden nefsinizi öldürünüz.

Hiç yorum yok: