16 Kasım 2008 Pazar

Kesişen Acı Kaderler

M.NİHAT MALKOÇ

Üç fidan kurudu gönül bahçelerinde. Üçü de çok sevildi. Arkalarından sular seller gibi gözyaşları döküldü. Tabutları on binlerin omuzlarında yükseldi. Halk akın akın cenazelerine koştu. Üçü de Karadenizliydi, üçü de müzik yapıyordu. Üçü de taze bedenleriyle girdiler kara toprağa. Hiçbirinin yüzünün buruşmasına, saçlarının ağarmasına, gözlerinin altında mor halkalar oluşmasına fırsat vermedi zaman. Toprak onları bir anne şefkatiyle kucağına aldı. Geride anneler, babalar, acılı eşler, hayranlar, yetim ve öksüz evlatlar bıraktılar. Üçünün de sazları ve sözleri yetim kaldı. Karadeniz onların acısıyla iyice hırçınlaştı. Gökler toprağa boşaldı ağlarcasına. Üçünün de ölüm sebebi aynıydı: Kanser, kanser, kanser!.... Bunlardan biri Kazım Koyuncu, öteki Osman Yağmurdereli ve sonuncusu da Erkan Ocaklı’ydı.

“Hey gidi Karadeniz/Doldu da taşamadı/ Etmiyelum sevdaluk/ Edenler yaşamadı” deyip çekip gitti Kazım Koyuncu… Kendisi daha çok Laz müziği yapıyordu. Artvinli bir aileden geliyordu. “Zuğaşi Berepe” grubunun kurucusu ve beyniydi Kazım Koyuncu… Lazca-rock yapıyorlardı. Daha sonra Gülbeyaz ve Sultan Makamı dizilerine yaptığı özgün müzikler çok beğenildi. Karadeniz ezgileri bestelerinde bütün ihtişamıyla yerini aldı. “Beni radyasyon değil, Türkiye’deki sistem kanser etti” sözü aslında çok derin anlamlar içeriyordu. O, toplum adamı idi. Sosyal meselelere duyarlıydı. İyi bir çevreciydi aynı zamanda. Trabzonspor’a gönül veren bir insandı. Hırslı ve mücadeleci bir karaktere sahipti.

2005 Haziran’ının 27’sinde uğurlamıştık Kazım Koyuncu’yu… 33 yaşında ayrılmıştı aramızdan. Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Otuz Beş Yaş” şiirinde sözünü ettiği ömrün yarısı bile değil. O, üç yılı aşkın bir zamandan beri aramızda yok. Onun eksikliğini çok hissediyoruz. Bir türküsünde “Koyverdun gittun beni” diyordu. Fakat aslında o bizi koyverdi gitti bu fani dünyadan. Ölümsüzlüğe uğurlandı sevenleri tarafından. Doğduğu topraklar bağrına bastı onu.

Çernobil nerde bir Karadeniz sanatçısı varsa koparıp aldı aramızdan. Yıllarını müziğe ve genel anlamda sanata adayan bir başka Karadenizli, Trabzonlu sanatçıyı da kanser illeti aldı aramızdan. Osman Yağmurdereli’den söz ediyorum. Yağmurdereli hoşgörülüydü, güler yüzlüydü, sabırlıydı, çalışkandı, alçakgönüllüydü, hayırseverdi, yüreği insan sevgisiyle doluydu. Mütebessim bir yüzü vardı. Tombul görüntüsü onu halk nezdinde daha sempatik kılıyordu. İnsan ilişkileri çok iyiydi. Gülmesini ve insanları güldürmesini çok severdi. Babası siyasetle uğraşmıştı yıllarca. Parti başkanlığından milletvekilliğine kadar yükselmişti. O da babasının yolundan gitmeyi yeğledi. AKP’den aday oldu ve kazandı. Fakat işler hep düz gitmiyor hayatta. Milletvekili koltuğunu ısıtmadan, o heyecanı doya doya yaşayamadan henüz 55 yaşında aramızdan ayrıldı. O şimdi Aşiyan Mezarlığı’nda kıyamet sabahını beklemektedir.

Karadeniz’in müzik tahtını ellerinde tutan bu iki ismin acısı henüz dinmemişken Erkan Ocaklı’nın kanser olduğu haberini aldık. Bir anda yağ gibi erimişti Ocaklı. Kanser kolunu kanadını kırmıştı. Her geçen gün dünyadan biraz daha uzaklaşıyordu. Ve sonunda film koptu.

Karadeniz müziği bir duayenini daha kaybetti. “Oy Emine, Almanya Acı Vatan, Hapishane İçinde, Armut Dalda Asilsun, Nataşa, Rize Güzel Memleket, Ula Ula Niyazi, Mısırı Kuruttun mi, Maçka Yolları Taşlı” türküleri yetim kaldı şimdi. Beylik laf olsun diye söylemiyorum ama şu bir gerçek ki böyle sanatçılar çok az geliyor dünyaya. Kolay yetişmiyor Erkan Ocaklılar… O, 38. sanat yılında aramızdan ayrıldı. Ölene kadar müziğe devam etme konusunda kararlıydı. Öyle de oldu. Müziği hiç bırakmadı, sazı ve sözü hayatının ayrılmaz bir parçası oldu. O, yüzlerce parça bıraktı arkasında. Müziğin efendileri ona bir klip çekmeyi bile çok gördü. Orasını burasını açıp karga sesiyle arz-ı endam edenlerin peşinde koştu kameralar. Fakat Ocaklı gibi gerçek sanatçılar hep nisyan bulutları arasında günlerce vefa beklediler.

Karadeniz’in güzel insanları, Çernobil kurbanları Kazım Koyuncu, Osman Yağmurdereli ve Erkan Ocaklı yok artık aramızda. Kim bilir belki orada buluşup bundan sonraki kanser kurbanını bekliyorlardır. Allah hepsine rahmet eylesin. Nur içinde yatsınlar.

Hiç yorum yok: