21 Kasım 2008 Cuma

Anadolu Kapılarında

M.NİHAT MALKOÇ

Türk milleti şanlı ve şerefli bir maziye sahiptir. Tarih, Türk milletini nice kereler zorlu imtihanlardan geçirdi. Bu imtihanlardan hep alnının akıyla çıktı milletimiz. Bu yüce millet, dünya tarihine şanıyla, şerefiyle mal olmuştur. Sultan Alparslan, 1071’de Malazgirt Meydan Savaşı’nı kazanarak Anadolu kapılarını Türkler’e açmıştır. O zamana kadar süren Bizans hâkimiyeti bu mukaddes cihatla son bulmuştur. Ondan sonra Anadolu’ya gönül seferleri yapılmaya başlanmıştır. Şefkat ve merhamet elçileri, gönülleri fethetmeyi öncelikli vazife saymıştır. Zira gönülleri fethetmek coğrafyaları fethetmekten daha önemli görülmüştür. İnsan âlemin özüdür. Özü bırakıp kabuk kabilinden şeylerle uğraşmak abestir.

Ecdadımızın hoşgörü ve sevgisi Anadolu’nun dört bir yanına sinmiştir. Bu içtenliği ve sıcak muhabbeti her lâhza hissedebiliriz Anadolu’nun bağrında. Anadolu’nun güzelliğini şairlerimiz de mısralarında bir gergef misali dokumuştur. Güzellikler açmıştır mısralarda. Söz konusu şairlerden Ahmedî, bu güzel diyara duyduğu hayranlığı bakın nasıl dile getiriyor:

“Tutan dizim, gören gözüm
Sensin güzel Anadolu’m
Aşkın dolu sinem, özüm
Cansın güzel Anadolu’m.

Hürmet sana, minnet sana
Seni sevmek gerek bana
Bu dünyada cennet bana
Sensin güzel Anadolu’m.”

Türkiye Anadolu; Anadolu Türkiye demektir. Taşında, toprağında şehit kanı bulunan bu topraklar, Türk’ün altın mührünü taşımaktadır. Bizans’ın çirkin yüzü kaybolmuştur artık.

Ben vaktiyle Anadolu’nun pek çok yerini gezme imkânı buldum. Gümüşhane, Bayburt, Erzurum, Van, Bitlis, Adıyaman, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya, Sivas, İsparta, Afyon, Tokat, Amasya, Çorum, Samsun, Giresun, Rize… gibi yerleri gezip görme şansını yakaladım. Hatta Bitlis ve Van gibi şehirlerde birer gün konakladım. Anadolu’daki insanların ilgisi ve samimiyeti beni mest etti. Bu yörelerin insanı fakir olmasına rağmen çok misafirperverdir. Onlar gönül zengini aslında. Paylaşmayı biliyorlar. Herkesin bu yörelerin sıcaklığını yerinde yaşayarak görmesini isterim. Sözü yine şair Ahmedî’ye verelim:

“Edirne’den Ardahan’a
Değişmem seni cihana
Mukaddes emanet bana
Sensin güzel Anadolu’m

Velilerin ordu ordu
Kesilmesin Rabbim ardı
Şehitler, gaziler yurdu
Sensin güzel Anadolu’m

Canım, tenim, ağzım, dilim
Baş çiçeğim, gonca gülüm
Ahmedî der has sevgilim
Sensin güzel Anadolu’m”

Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle ve Türk’üyle Anadolu bir bütündür. Bu birliği bozmak isteyenlere asla müsaade etmeyeceğiz. Aksine şer güçlere inat, daha çok kenetleneceğiz. Çapulcular bu ülkeden bir çivi bile sökemeyecek. Bu topraklar bizim kalacak.

Hiç yorum yok: