6 Şubat 2008 Çarşamba

Kuzey TV’de Şiir ve Edebiyat Söyleşisi

M.NİHAT MALKOÇ

Trabzon; kültür, sanat ve edebiyat açısından Türkiye’nin ikinci İstanbul’udur. Bu şehir geçmişten bugüne kadar nice emsalsiz değerler yetiştirmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in fethettiği, Yavuz Sultan Selim’in 22 yıl valilik yaptığı, Osmanlı’nın tahtında en uzun süre kalan padişah olarak bilinen Kanunî Sultan Süleyman’ın doğduğu şehir olan Trabzon, Cumhuriyet devrinde Hasan Saka’yı başbakanlığa, Cevdet Sunay’ı Cumhurbaşkanlığına taşımıştır. Bu şehrin mümbit toprakları nice değerli şahsiyetler yetiştirmiştir.

Trabzon’un sadece Trabzonspor’la anılması; tarihî, kültürel ve edebî değerlerinin göz ardı edilmesi üzücüdür. Trabzonspor’un Trabzon için çok mühim bir değer olduğunu bizler de kabul ediyoruz. Fakat Trabzon demek, Trabzonspor demek değildir. Böyle sığ düşünmek tarihî gerçeklerle bağdaşmaz. Trabzon çok eski bir medeniyet merkezidir. Bu şehrin gün yüzüne çıkarılmamış nice değerleri ve değerlileri vardır. Bu şehirdeki yazılı ve görsel medya organlarının gece gündüz top peşinde koşmak yerine biraz da bunlara yer vermesi bizlerin en büyük beklentisidir. Zira bu şehrin halkı her gün spor tartışması dinlemekten bıktı.

06 Şubat 2008 Çarşamba günü Trabzon’un çok değerli araştırmacı-yazarlarından Mustafa Yazıcı’nın Kuzey TV’de hazırlayıp sunduğu “Trabzon Trabzon” adlı programının stüdyo konuğuydum. “Trabzon’da Şiir ve Edebiyat” ana temasının işlendiği program, gündüz saatlerinde (13.30’da) başladı. 70 dakika sürdü. Programda biyografim ve şiir geçmişim üzerinde durdum. Mustafa Yazıcı’nın sunduğu programda şu görüşlere yer verdim:

“Şiire ve edebiyata 1990 yılında başladım. Aradan 18 yıl gibi uzun bir zaman geçmiş. Ben bu süre içerisinde binlerce yazı ve yüzlerce şiir kaleme almışım. Gazeteciliğe 1990 senesinde Türksesi gazetesinde başlamışım. İlk yazım Uzunsokak’ın araç trafiğine kapatılması üzerineydi. Bugün aradan 18 yıl geçti; Uzunsokak ancak şimdi araç trafiğine kapatılabildi. Yine de doğru mu yapıldı, yanlış mı yapıldı tartışmaları sürüyor.

İlk şiirim Kültür Bakanlığı’nın çıkardığı “Gençliğin Sesi” dergisinde yayınlandı. Bu ilk şiirim “Gece Yarısı” adını taşıyordu. Arapça ve Farsça kelimelerin çokça kullanıldığı bir hece şiiriydi. Bugüne kadar, en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî, edebî, felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdım. Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı, Türk Dili, Bizim Çocuk, Çınar, Bizim Azerbaycan, Anadolunun Sesi, Üniversitelinin Sesi, Türkiye, Bizim Okul, Deyiş, Şenliğin Sesi, Somuncu Baba, İnsanlığa Çağrı, Mavi Yeşil, Yeni Sesleniş, Gençliğin Sesi, Yeşilay, Kümbet, Irmak, Tekne, Ardıç, Nida, Gülistan, Kardelen, Değirmen, Irmak, Ayvakti, Cümle, Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim, İklim gibi dergilerde; Türksesi, Demokrat Gümüşhane, Kuşakkaya, Ortadoğu, Yeni Mesaj, Hergün, Candaş, Edebiyat, Bolu Üçtepe, Akçaabat Yeni Haber, Karadeniz Olay, Hizmet, Hüryol gibi gazetelerde yıllardan beri deneme, makale, fıkra ve şiirler yazmaktayım. Bunlara ilave olarak “Bizim Okul” isimli kültür, sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptım. Fakat bu yayın organının ömrü fazla uzun sürmedi.

Marifet iltifata tabidir. Şairlerin güç ve moral kaynağı ödüllerdir. Ben de yazı hayatım boyunca onlarca ödül kazandım. Bunlar benim yazma şevkimi ve heyecanımı artırdı. Trabzon ve Akçaabat Belediyelerinin düzenlediği pek çok yarışmada çeşitli ödüller aldım. Şiir, gezi yazısı, deneme türlerinde düzenlenen yarışmalarda defalarca Türkiye birincisi oldum. Mersin ve Nevşehir’deki kültür, sanat ve edebiyat festivallerinde Trabzon’u temsil ettim. Birkaç yıldan beri her ay beş ayrı dergide, iki ayrı gazetede şiir ve yazılar yayınlamaktayım. Lakin kitaba ve yazara hak ettiği değer verilmedikçe yazdıklarımı kitap haline getirmeyeceğim.”

Mustafa Yazıcı’nın sunduğu ve naçizane şahsımın konuk olduğu programda bunların dışında şüphesiz çok şeyler daha konuşuldu। Fakat bunları aktarmayı gerekli bulmuyorum. Bana bu imkânı veren başta program yapımcısı ve sunucusu Mustafa Yazıcı’ya ve bizi güler yüzle ağırlayan Kuzey TV müdürü Turgay Beşyıldız’a şükranlarımı sunuyorum.

Hiç yorum yok: